Sayfalar

27 Kasım 2011 Pazar

Bir Quiche hikayesi

Herşey bugün yine her yeni bölümünde yapmaya çalıştığım gibi, Arda'nın Mutfağı'nı izlememle başladı... Bugün Arda Türkmen bir Pırasalı ve Pastırmalı Quiche tarifi verdi programında, o kadar güzel görünüyordu ki denemeden içim rahat etmeyecekti.

Arda Türkmen'in programı çok keyifli, hem gezme var, hem de harika yemek tarifleri var. Şu anda sayfası yenileniyor ama www.ardaninmutfagi.com adresinden eski bölümleri de izlemek mümkün. Ayrıca tarifleri de www.facebook.com/ardaninmutfagi sayfasında var. Burada da tarifi doğrudan onun sayfasından alıp yapıştırıyorum, fotoğraflar benden ama :)

Bu arada şunu da eklemeden geçemeyeceğim, bu yemek için hayatımda ilk kez merdaneyle hamur açtım :) Daha önce pizza hamuru yapmıştım kendim, ama onu elle açmıştım :)

Bu arada, pırasa ve pastırma harici kısım sabit olmak üzere, bir kaç fikir var kafamda; Jambon-Mantar, Bonfile-Soğan-Biber, Ispanak-Lor Peyniri gibi.. Denedikçe burada yorumlarımı yazarım. Anlaşılan bir süre çeşitli quiche tariflerimi göreceksiniz buralarda :)

Taban için
  • 400 gr un
  • 200 gr tereyağ
  • 1 dolu tutam tuz
  • 2 adet yumurta
  • Yarım çay bardağı soğuk su

İç malzeme
  • 2 adet büyük boy pırasa
  • 100 gram çemensiz pastırma
  • 3 adet yumurta
  • 200 gram krema
  • 1 avuç dolusu burger peyniri(rendelenecek)
  • 10-12 adet Frenk soğanı
  • 7-8 dal taze kekik
  • 8-10 adet kırma yeşil zeytin
  • Yarım çay kaşığı rende muskat
  • Tuz karabiber
  • Zeytinyağı

Taban için

*Un,tuz ve tereyağı bir kap içinde elinizle ezerek karıştırın.Üzerine yumurtaları teker teker kırın ve karıştırmaya devam edin.Yarım bardak suyu küçük küçük parçalar halinde karışımınıza karıştırarak ekleyin.Eğer karışımınız sert ve yoğrulur bir kıvama gelirse su eklemeyi bırakın,hamurunuzu cıvıklaştırmayın.

*Hamurunuzun üzerini nemli bir bez ile örtün ve 30-35 dakika arası serin bir yerde dinlendirin.

*Temiz bir tezgahta biraz un ve merdane ile hamurunuzu orantılı bir şekilde açın.


*Tabanı çıkabilen bir fırın kabının dibini biraz unlayın ve hamurunuzu fırın kabınıza alın.Kenarlarını ve tabanını içinde hava kalmayacak şekilde iyice fırın kabınıza yerleştirin ve dışarı taşan parçaları elinizle yada merdane ile alın.

*Bir çatal yada bıçakla kişin tabanına ve kenarlarına batırarak küçük delikler açın.

*180 derecede ısıtılmış fırında 15 dakika kadar taban iyice sertleşene kadar pişirin. Çıkardığınızda alttaki gibi görünecek :)


İç malzeme

*Pırasaları 10-12 cm civarında olacak şekilde kesin ve her birini önce ortadan ikiye sonra uzun şeritler halinde 3’e kesin,bu şekilde uzun jülyen kesilmiş pırasalar elde edeceksiniz.

*Zeytinyağı ekleyerek ısıttığınız tavada pırasaları 5-6 dakika kadar soteleyin,yumuşasınlar renkleri dönsün ama kavrulup yanmasınlar.

*Pişen pırasaları bir tabağa alıp soğutun.

*Bir derin kaba 3 yumurtayı kırın ve çırpın, daha sonra üzerine kremayı , ince kıyılmış Frenk soğanlarını,bir dolu avuç rendelenmiş burger peynirini tuz ve karabiber ilave edip iyice karıştırarak çırpmaya devam edin.

*Pişen tabanı fırından alın,pırasaları arzunuza göre ister ortadan kenarlara doğru ince uzun,ister ortadan dışa doğru daire yapacak şekilde itinayla dizin.

*Yumurtalı karışımınızı da üzerine eşit şekilde dökün ve hertarafına dağıtın.

*Pastırmaları ve zeytinleri dikkatlice bu karışıma batıracak şekilde tek tek üzerine dizin ve dalından kopararak üzerine taze kekik ve sızma zeytinyağı gezdirin. Ben burada üzerine burger peyniri ekledim, aslına bakarsanız rendelenmiş taze kaşar ile daha güzel olur. Sabırsızlığımıza geldi, o kadar güzel görünüyordu ki dayanamadık :)



*Kişi 170-180 derecelik fırında 25-30 dakika kadar üzeri altın rengi oluncaya kadar pişirin,çıkarınca üzerine azıcık daha zeytinyağı döküp, ılık servis edin.


Evet hepsi bu kadar. Biraz ılındığında kesinlikle daha lezzetli oluyor. Deneyenlerin yorumlarını da bekliyorum. Afiyet olsun :)

20 Kasım 2011 Pazar

Ekşili Kıymalı Pazı Yemeği

Genelde çok fazla sebze yemeği yapmam aslında, bu iyi birşey de değil. Ama özellikle şimdi tam mevsiminde bulunduğumuz pazı, aşağıda göreceğiniz tarifle bambaşka boyutlara ulaşan bir abimiz :)

Bu sitede normalde 2-3 kişilik yemek tarifleri veriyorum. Ama bu tarifim, bugün yaptığımda 4 kişiyi yeterli miktarda doyuracak kadar bol kepçe oluyor. Ona göre siz isterseniz miktarları ayarlarsınız.

Malzemeler:
  • 250 gr dana kıyma
  • 2 demet pazı
  • 1 büyük kuru soğan
  • 1 çay bardağı bulgur
  • 1-2 çay bardağı su
  • 1 adet limonun suyu
  • 3-4 yemek kaşığı kadar zeytinyağı
  • 3 yemek kaşığı domates salçası
  • 1/2 yemek kaşığı biber salçası (isteğe bağlı acı tavsiye ederim)
  • damak tadınıza göre tuz
Öncelikle, pazı lezzet olarak çok benzediği ıspanakla kıyaslandığı zaman daha kolay temizlendiği için ben tercih ediyorum. Aynı tarif aslında ıspanakla da gayet güzel olacaktır. Pazıları iyice yıkadıktan sonra başlayabiliriz.

Büyükçe bir çelik tencereye, soğanı küçük küçük doğradıktan sonra zeytinyağı ile rengi dönene kadar kavuruyorum. Renk sarıya döndükten sonra, üzerine kıymayı ekliyorum. Kıymalar iyice kavrulduğunda 1 adet limonun suyunu, domates ve biber salçalarını, tuzu, bulgurları ve suyu ekleyip, salçayı iyice eritene kadar karıştırıyorum. Sonra pazıları üzerine boyuna dörde bölerek ekliyorum. İlk etapta tencerenin kapağı bile zor kapanacak, endişe yok, pazı piştikçe suyunu kaybedip iyice ufalacak. bu aşamada altını biraz kısmakta fayda var, altta kalan kıymalı soğanlı içeriğin dibinin tutması riski olabilir (bugün ben direkten döndüm de ondan uyarayım dedim :D)

Ben genellikle çok uzun pişirmeyi sevmiyorum bu tür yemekleri, suyunu çektiğinde altını kapatıyorum, bulgur ve pazı hafif diri kalıyor. Eğer daha iyi pişmiş isterseniz biraz daha fazla su koyarak pişirebilirsiniz. Bu kadar anlatıp, neye benzediğini göstermemek olmaz tabii :) İsterseniz yanına yoğurtla servis yapabilirsiniz. Afiyet olsun!!!

Ev Tipi Kıymalı Gözleme Böreği

Tembel bir pazar gününü renkli hale getirmek için güne güzel bir yemek ile başlamak lazım değil mi? Gözleme de bir pazar kahvaltısına nefis bir katkı sağlayacak bir yemek çeşidi olduğuna göre, bugünkü tarifimi evde yapılabilecek kolay bir gözleme böreği olarak seçtim.

Ben tabi evde yapılabilecek, tavaya kolay sığabilecek cinsten ufak gözleme börekleri yapıyorum. Dışarıda bulacağınız cinsten el açması devasa gözlemelerden değil. Ama onları yapabilmek için de oklavayla hamur açmak lazım, ki ben daha o kıvama gelmedim :)

İşimiz çok basit. Önce malzemeler:
  • 3-4 adet yufka
  • 150 gr dana kıyma
  • 1-2 adet sivribiber
  • 1 adet ortaboy kurusoğan
  • tuz, karabiber, kırmızıbiber
  • tereyağı
Biberleri ve soğanı ince ince doğradıktan sonra, çiğ kıymanın içerisine baharatlarla birlikte karıştırıyorum. Kıyma iyice karıştıktan sonra, yufkalarımı tercih ettiğim boyuta göre 6-8 üçgen dilime kesiyorum. Kıymayı aşağıda görüldüğü gibi, çok fazla olmayan bir miktarda içine yayıp, dikdörtgen börekler olacak şekilde katlıyorum.


Hafif tereyağı eritilmiş tavanın içerisinde, sığacak kadar böreği aynı anda pişiriyorum. Gerektikçe azar azar tereyağı eklemekte fayda var, hem daha lezzetli oluyor, hem de yufkalar yanmıyor :)

Piştiği zaman bu arkadaşlar aşağıdaki gibi görünüyor, ve inanın bana, lezzeti görüntüsünden bile daha güzel oluyor :)



Farklı çeşitler yapmakta mümkün, benim bir favorim de sucuk ve taze kaşardan oluşan bir versiyon, onun haricinde içini nasıl isterseniz kafanıza göre düzenleyebilirsiniz.

Afiyet olsun :)

17 Kasım 2011 Perşembe

Nefis bir omlet

Bu sitede sizlere ileride sunacağım tarifler arasında, kendiniz hamurunu açacağınız pizza, rokfor soslu fırın bonfile, hatta kabak çiçeği dolması bile yer alacak, ve bu yemeklerin hepsini ben kendim yaparak öğrendim. Ama bu kadar yemeği yapabilen bir kişi olarak, hayatta bir türlü beceremediğim bir şey var, yumurta kırmak!!!
Aynen öyle, yumurtayla aramda çok küçük yaşlarımdan bu yana süregelen bir husumet var, bana bir sefer zorla yumurta yedirilmiş olmasıyla ilgili bir çekememezlik. Sadece omlet yiyebiliyorum, neden onu da bilmiyorum. Onu da yapmayı öğrenmek için güzel sebeplerim oldu son zamanlarda.
Yumurta çok faydalı bir besin aslında, söylenenlere bakmayın, kolesterolü öyle çok fazla değil, saf bir protein kaynağı. Hem de çok çok ucuz. Aslında aynı zamanda çok esnekte bir malzeme, bir çok çeşitli pişirme yöntemi var, ama ben bu husumetten dolayı omletten başka bir yöntemini bilemiyorum.
Benim anlatacağım omlet genelde otellerde yapılan türden, çok hızlı hazırlanan bir çeşit. Yumurtayı kırmayı başardıktan sonra 3-4 dakikalık işiniz var :)
Önce malzemeler:
  • 2 adet yumurta
  • 1 adet orta boy mantar
  • 1 adet köy biberi
  • 20 gr civarı tereyağı
  • tuz, karabiber
  • Rendelenmiş kaşar peyniri
  • Yumurta kırmayı bilen bir kişi :)
Öncelikle, mantar ve biberi incecik doğruyorum. Aşağıda 2 omlet için malzeme göreceksiniz, burada görüldüğü gibi ince ince yaparsanız omletinizi daha rahat havada çevirebilirsiniz


Gelelim hazırlamasına...
Yumurtaları bir kaseye kırıp, içine tuz ve karabiber ekledikten sonra biraz çırpıyorum. Tamamen karıştırmayınca dışı daha güzel görünüyor, o yüzden şuna benzer bir şekil alacak kadar çırpmanızı öneririm. Tamamen homojen bir hale gelmesi gerekmez.


Öncelikle güzel bir teflon tavada tereyağını eritiyorum. Eriyen tereyağının üzerine sebzelerimi atıp 2 dakika kadar soteliyorum. Burada ben mantar ve biber kullandım, isteğe göre küp küp doğranmış sucuk, ince doğranmış soğan, kırmızı yağ biberi, çeşitli sebzeler, jambon, zevkiniz ne isterse o malzemeyi kullanabilirsiniz. Sote işlemi bittikten sonra çırpılmış yumurtayı ekliyorum. Yumurta iyice yayılsın diye tavayı biraz çevirmek gerekebilir, onu da unutmuyorum. Sonra bir dakika arkadaşları kendi halinde bırakıyorum. Tava iyi kalite bir teflon tavaysa, ve yeterince tereyağı kullandıysanız bir süre sonra omletiniz tavayı siz oynattıkça tavanın üzerinde hareket edebilecek hale gelecektir. Bu iyi işaret, eğer kenarlarda bir yapışma v.s. varsa, onu bir spatulayla hafifçe dürterek düzeltirsiniz. Ben omleti havaya atıp çevirmeyi seviyorum, aslında bu da çok kolay, sadece omleti tavanın sapından uzak tarafına doğru kaydırıp, hafif ileri ve yukarı doğru tek hamlede bir itmeniz gerekiyor. Omlet gerisini kendi hallediyor zaten :) Eğer isterseniz youtube'da "how to flip an omelette" yazarak bir çok video bulabilirsiniz de :)

Omleti çevirdikten sonra bir yarısına bol miktarda peynir rendesi serpiyorum.


Peynir eridiği zaman omleti katlayarak tabağa alıyorum. Afiyet olsun!!! 



14 Kasım 2011 Pazartesi

Wok’ta Acele Tavuk

Ben tavuk yemeklerini gerçekten çok seviyorum. Hem kolay pişiriliyor (maalesef köy tavuğu bulmak çok zor olduğu için bu genellemeyi yapıyorum haliyle), hem ucuz, hem de çok çeşitli farklı tatlar elde etmeye müsait bir malzeme.
Bugün size anlatacağım tarif, wok kullanarak yapılan, birkaç dakikada hazır edilebilecek çok lezzetli bir tavuk yemeği. Yanında pilav, makarna, bulgur pilavı v.s. ile gayet güzel gider.
Yine her zamanki gibi önce malzemelerle başlayalım:
·         Yaklaşık ½ kg tavuk (ben but ızgarayı daha çok seviyorum, göğüs eti de olabilir daha sağlıklı olsun derseniz)
·         5-6 adet arpacık soğanı
·         Bir çorba kaşığı kadar zeytinyağı
·         2 tatlı kaşığı kuru biberiye (tazesi ile daha güzel olur)
·         1 adet limonun suyu
·         İsteğinize göre tuz, karabiber, kırmızıbiber
Yapılışı çok basit. Öncelikle tavuklarımızı kuşbaşı olarak doğruyorum. Sonra wok’un içerisine zeytinyağını atıp biraz ısıttıktan sonra sadece kabuklarını soyduğum arpacık soğanlarını bütün olarak atıp 2-3 dakika çeviriyorum. Ardından tavuklarımı ekleyip pişiriyorum. İyi bir ateşte tavuklar yaklaşık 10 dakikada pişecektir. Sık sık karıştırmayı ihmal etmiyorum. Limonun suyunu tavuğa yaklaşık 5 dakika sonra ekliyorum, bundan bir iki dakika sonra da biberiyeyi ekliyorum. Pişmesine yakın eklemek istediğim kadar tuz, karabiber ve kırmızıbiber de ekliyorum. Ben genellikle tavuğu hafif kıtır olacak gibi ayarlayacak kadar pişirmeyi seviyorum.
Bu arada çeşitli formüllerle tavuğunuzu farklı şekillerde pişirebilirsiniz. Mesela yukarıdaki tarife mantar ekleyebilirsiniz, oldukça yakışıyor. Ayrıca biraz daha farklı bir lezzet için, soğan, limon suyu ve biberiye yerine, tavukları direkt zeytinyağında çevirip, pişmesine yakın 3-4 diş sarımsak rendeleyip üzerine kekik, kimyon ve kırmızıbiber de deneyebilirsiniz.
Tavukla yapılabilecek onlarca çeşit yemek var, ben en basit yöntemlerden biriyle başladım. İleride daha farklı tarifler de paylaşacağım elbette. Afiyet olsun.

12 Kasım 2011 Cumartesi

Bulgur Pilavı (Meyhane Pilavı)

Burada sizlerle paylaşacağım ilk tarif bulgur pilavı olacak. Şimdiden hatırlatayım, benim tarifler genellikle 2-3 kişilik yemekler için uygun miktarlarda oluyor, daha kalabalık iseniz ona göre miktarları ayarlamanızda fayda olacaktır :)
Bulgur pilavı benim de aslında yapmaya çok yeni başladığım bir yemek, ama çok seviyorum, bu akşam da yaptım ve hemen ilk tarif olarak onu yazayım dedim.

Öncelikle malzeme:
  • Bir büyük su bardağı iri taneli bulgur (ben iri taneli daha çok hoşuma gittiği için tercih ediyorum)
  • 150 gram küçük kuşbaşı doğranmış kuzu eti (sadece meyhane pilavı için)
  • 1 adet orta boy soğan
  • 2-3 adet sivri biber
  • 1-2 adet domates
  • 2 çorba kaşığı domates salçası
  • 1 tatlı kaşığı acı biber salçası (acı sevenler için)
  • 1 çorba kaşığı civarı tereyağı
  • Tuz...
Önce soğanı küçük parçalara ayırıyorum. Sonra çok büyük olmayan bir çelik tencerenin içerisinde tereyağı ile birlikte orta ateşte 2-3 dakika soğanı çeviriyorum. Meyhane pilavı yapıyorsam, etleri bu aşamada katıp bir 10 dakika kadar çeviriyorum. Onun dışında tarifin gerisi tamamen aynı. Yine yarım parmak kalınlığında dilimlenmiş biberleri de bu tencereye karıştırıp 2 dakika kadar daha çeviriyorum. Sonra da domatesleri rendeleyerek buraya ekliyorum. Domates rendeyle çok pratik oluyor, kabuk soyma derdi de yok, sadece yıkayıp ortadan ikiye bölmeniz yeterli olacaktır. Bir iki dakika içerisinde salçaları da ekleyip iyice eritene kadar karıştırıyorum. Daha önce yıkanmış olan bulguru artık bu aşamada tencereye katıp, isteğime göre tuz ekleyip üzerine bulguru koyduğum bardakla 1,5 bardak su ekleyip (varsa et veya tavuk suyuyla çok daha güzel olacaktır) iyice karıştırdıktan sonra tencerenin kapağını artık kapatıyorum.

Orta ila hafif arası bir ateşte, yaklaşık 15 dakikada iyice suyunu çekecektir bu kerata. O zaman altını kapatıp, iyice tekrar bir karıştırıp sonra 10 dakika kadar demlenmeye bırakmak yeterli. 
Servis yaptığınızda işte aşağıdaki gibi bir görüntüsü oluyor.


Eğer süslemek isterseniz, üzerine fesleğen veya nane yaprakları lezzetli bir katkı olacaktır :)

Tabağın geri kalan kısmınıysa yarın anlatacağım :)

Afiyet olsun!!!




Mutfağımın olmazsa olmazları

Yemek tarifleri üzerine bir blog oluşturmaya karar verdiğimde, öncelikle bu mutfağın olmazsa olmazlarını bir listelemem gerektiğini düşündüm.

1. En iyi kalite malzeme:

Evet, iyi sonuç almak istiyorsanız, malzeme kalitesine dikkat etmeniz şart. Burada malzemeden kastım, hem mutfak araç gereçleri, hem de yemekte kullanılacak malzeme. Araç gereç kısmını aşağıda biraz daha irdeleyeceğim. Ama yemeğinizi hazırlayacağınız zaman da mümkün olduğunca bulabildiğiniz en iyi malzemeleri kullanırsanız, alacağınız lezzetin de daha fazla olması kaçınılmaz olacaktır.

2. Heves:

Yemek yapmak için hevesli olmanız şart, ben ilk makarnamı ilkokul 4. sınıftayken yaptım, 10 yaşımdaydım ve çok büyük bir keyif aldım o makarnayı yerken. Şimdiyse o hevesi, yaptığım yemekleri yiyen kişilerin gözlerindeki şaşkın ifadeyi görünce alıyorum :) Sizler de kendinize bir heves kaynağı bulursanız, yemek yapmak gerçekten kolaylaşıyor bilesiniz.

3. Araç Gereç:

İşte çok önemli bir nokta. Öncelikle yemek yaparken çeşitli tencere-tava ihtiyaçlarınız olacak. Benim gibi genç insanlar için mutfak eşyası çok öncelikli bir ihtiyaç değil genellikle, o yüzden malzeme miktarları sınırlı. Ama eğer yemek yapmanın keyfini almak istiyorsanız, şu arkadaşlardan mutlaka edinmeniz gerek:

  • Şef bıçağı: Bu işin en önemli, en kaçınılmaz parçası iyi bir bıçak. Hem büyük, hem de keskin bir bıçak ön hazırlık sırasında size çok zaman kazandıracaktır. Bıçak kullanmak biraz alışkanlık isteyen bir iş. Eğer daha önce hiç bu işlerle uğraşmadıysanız aman dikkat edin, o televizyonda gördüğünüz şefler gibi bir soğanı 2 saniyede incecik kıymak uzun yıllarınızı alacak (ben hala o kadar hızlanamadım :P), acele etmeyin. Bıçak konusunda paranızın yettiği en iyi bıçağı edinmeye gayret edin. Bu konuda ben Ikea'nın bir bıçağıyla büyük aşk yaşıyorum şu aralar. Hem fiyat olarak ulaşılabilir, hem de keskinliği ve ele oturuşuyla çok başarılı.



  • Teflon tava: Tava bir çok yemek için en önemli ihtiyaçlarımızdan birisi. İyi bir teflon tava, çok büyük olmasa bile sizlere mutlaka lazım olacak. Tefal gibi markalar bu konuda çok çok iyi, bir göz atmanızı öneririm.



  • Wok: 1,5 milyar Çinli yanılıyor olamaz. Wok, özellikle sote edilecek sebze veya et türleri olduğu zaman harika sonuçlar veren bir tava. Ama burada da önerim, elinizden geldiğince kalın bir tava kullanmanız yönünde. Büyük market zincirlerinde çok uygun fiyatlara ince sac malzemeden yapılmış wok'lar bu konuda biraz zayıf kalsa da başlangıç için düşünülebilir. Ama bütçeniz el veriyorsa biraz daha kalın malzemeden yapılmış, teflon kaplamalı ve daha da önemlisi kapaklı bir wok ile barbunya pilaki bile yapabilecek ve bana gıyabımda teşekkür edeceksiniz.


 
  • Izgara tavası: Türkler olarak et yemeklerine, ızgaraya çok meraklıyız milletçe. Her mevsimde mangal yakmak imkansız, artık site içlerinde mangal kullanmakta yasak zaten. O zaman ne yapıyoruz, güzel bir ızgara tavası ediniyoruz. Izgara tavaları çok çeşitli olabiliyor, ben en son yine Ikea'dan dökme demirden bir tava aldım, benzerlerinin yarı fiyatına. Biraz ağır ve temizlemesi zahmetli, ama kesinlikle lezzet olarak harika sonuçlar veriyor.
  • Çelik tencereler: Benim yemekler genelde iki kişilik tarifler üzerine yoğunlaştığı için, tariflerimin çok büyük kısmında orta boy bir çelik tencere işi görecektir. Ama her ihtimale karşı bir tane de büyük boy tencere bulundurmak gerekir elbette. Tencerenin tabanının kalın olması da özellikle ısı dağılımı açısından çok çok önemli.


  • Kesme tahtası: Eh o kadar şef bıçağı aldıktan sonra, iyi bir kesme tahtası da edinmek lazım. Burada tercih sizin, ama tezgahınızın alabileceği en büyük kesme tahtasını alın derim.
  • Tahta ve plastik kaşık-spatula: Bunlar da her yerden bulabileceğiniz malzemeler, özel bir önerim yok, sadece eğer plastik ürün alacaksanız sıcaklığa en dayanıklılardan olmasını unutmayın.
4. Eksik kalmasın:

Yemeğinizin lezzetini en iyi ortaya çıkaracak olan şey iyi malzeme demiştim. Burada mutlaka iyi kalite olarak elinizde her zaman olması gereken malzemeleri sayalım. Öncelikle iyi bir zeytinyağı mutlaka bulunmalı, kaliteli bir sızma zeytinyağı. Neredeyse her yemekte kullanacağınız için mutfağın baş köşelerinden biri ona ayırılmalı.

Onun haricinde en önemli arkadaşlarımız baharatlar. Neler bunlar, elbette tuz (ama kesinlikle rafine tuz değil, deniz tuzu veya son dönemde moda olan Himalayalar'dan elde edilmiş kristal tuzlar, rafine tuzlar içerisinde kimyasal katkılar bulunduruyor, onları evde pek bulundurmayın), karabiber (toz karabiber yerine kendinden değirmenli renkli biberleri kesinlikle öneririm), kekik, kimyon, nane, fesleğen, köri, kırmızı biber. Bunları evde bir yerlerde tutmayı unutmayın. Bir çok et yemeği ufak baharat dokunuşlarıyla inanılmaz sonuç vereceği için mutlaka bu arkadaşlar elinizin altında olmalı.

Ayrıca yine kaliteli bir salça koleksiyonu gerekli, özellikle ben son dönemde özel olarak Gaziantep'ten gelmiş ev yapımı domates ve acı biber salçaları kullanıyorum ve gerçekten bugüne kadar marketlerden aldığım salçalarla en ufak bir ilgileri yok. Hem lezzet olarak hem kıvam olarak o kadar güzeller ki bu satırları yazarken bile ağzım sulanıyor :)

5. Servis yapmak için:

Eh bu kadar güzel yemekleri herhalde plastik tabak çatal vs. ile yemeyeceksiniz. Onun için zevkinize göre tabaklar ve çatal bıçak setlerini unutmayın :) Tabak olarak son zamanlarda dikdörtgen tabak kullanıyorum, hem servis açısından çok şık bir görüntü sağlıyorlar, hem de örneğin bir pilav ve et gibi bir yemek yaptığınızda ikisini ayrı ayrı tutmak için çok güzel bir imkan sağlıyorlar.




Bir de yapacağınız mezeleri servis etmek için aşağıdaki gibi bir tabak, veya küçük küçük servis kaseleri de edinmek her zaman işe yarayacak :)


Sanırım hepsi bu. Artık yemekleri yapmaya başlayabiliriz. :)

Gurur


Selçuk'ta Meryem Ana'nın evinde çekildi.


11 Kasım 2011 Cuma

Fotoğraf

Bu sayfada kendi çektiğim fotoğraflar ve yine kendi denediğim pratik yemek tarifleri yer almaktadır.Yorumlarınızı bekliyorum. :)